World in my Viewfinder

27 Ağustos 2015 Perşembe

Ex Machina ya da Robotlarla Seks (+15)


Sinema eleştirmeni falan olmadığımdan, ne de olmaya niyetli olduğumdan, bir sinema eleştirisi yap(a)mayacağım. Yine güzel bir filmi bahane edip içimde kalmasını istemediğim fikirlerimi yazayım dedim.

Hayır yazının seksle falan alakası yok tabii ki. Tıklayın diye böyle bir isim uydurdum. 

Hoş, günün anlam ve önemine binaen "Bahçeli'ye gol böyle atılır" yazısı da yazabilirdim, ama bu linki tıklayanları, IQ seviyesi 30 ve altı adamlarla meşgul etmek ayıp olurdu.

Filmin ismi Ex-Machina'dan başlamak gerek. Ex İngilizce "extended" anlamında kullanılmış olsa gerek, pek çok kişinin eski sevgilileri için kullandığı "expired" yani "süresi geçmiş" veya "kullanılmış" anlamı olduğunu sanmam. Belki filmin sonuna gönderme olacak olsa da biraz zorlama bir yorum ile "bir zamanlar makine olan" anlamında da kullanılmış olabilir. Merak etmeyin bu yazıda filmin sonunu söylemeyeceğim -olabildiğince-.

Peki neden İngilizce Machine (makine) değil de Machina? Machina Rusça bir kelime. Sonundaki "a" eki ismin dişil olduğunu gösteriyor. Yani dişi bir makine. Natalya ya da Irina gibi. Hoş Rusça'da Machina otomobil anlamına da geliyor. Burada otomobilin neden dişil olduğuna ilişkin bel altı bir espri yapmayacacağım :)

Betül Aydıner ise filmin isminin Yunan Trajedilerindeki Deus Ex Machina'ya yani Makine ile gelen Tanrı'ya atıf olduğunu söylüyor. Özellikle trajedilerde içinden çıkılamaz bir duruma girildiğinde gökten bir vinç (machina) vasıtası ile indirilen bir Tanrı'nın sorunu çözdüğü durumlar için kullanılıyor. Yani iş Allaha kaldığında ortaya çıkan ilahi güce. Bu doğaüstü etki sonradan trajedilerdeki yaratıcılığı öldüren bir etki yarattığından, Nietszche dahil pek çok düşünürün eleştirisine de uğramış. 

Robot neden dişi diye sorabilirsiniz. Adem'in cennetten kovulmasına neden olan varlık neden dişi ise ondan. Yani işin içinde aldatma da var :) Robotun yaratıcısı Nathan da zaten bu soruya, içinde cinselliğin bir an bile olmadığı bir etkileşimin olamayacağını iddia ederek cevap veriyor.

Ütopya
AVA - Güzel kız
Bu robotlar gündeme gelince nedense hemen Rusçanın gündeme gelmesi adetten oldu. Hala bilmeyeniniz varsa, "robot" kelimesi Rusça "işçi" anlamına gelen "raboçi" isminden ve çalışma anlamına gelen "rabot" fiilinden ortaklaşa türetilmiş. Ben üstat Asimov'un yalancısıyım. O öyle diyor. Bu noktada insanın yerine geçecek makinelerle (o zaman robot kavramı yoktu) Marxist Ütopyayı kurgulayan Karl Marx'a da saygılarımızı gönderelim. 

Neyse filmin dişil bir makine ya da gelişmiş dişil bir makine ya da eskiden dişil bir makine olmuş olan hakkında olduğunu filmin isminden çözebiliyoruz. Burada filmin konusu hakkında size ipucu vermiş sayılmam. Bence seyredin ve yaratıcı zeka para kazansın :) Bazı yorumlarda filmin modern bir Frankenstein uyarlaması olduğu söylense de bence biraz daha ötesi var.

Karl Marx, ütopyasını kurgularken makine-insan ilişkisini sadece üretimsel bir ilişki olarak hayal etmişti. Peki ama gerçekten gelişmiş, öğrenip sorgulama yeteneği kazandırılmış bir makinenin limitleri nedir? Yani bir makinenin bilgi değil, bilinç sahibi olması mümkün mü? Tüm mesele burada. Zaten filmin yazar ve yönetmeni Alex Garland'ın da meselesi bunu tartışmak (para kazanmak falan değil :)).

Turing Test
Peki bir yapay zekayı ortaya çıkarmanın yolu ne? Turing testi. Test, basitçe insanın sorguladığı bir makinenin aslında bir makine olmadığına karar vermesi. Yani özgür bir karar verme yeteneği ve bilince sahip olduğuna. Bu açıdan kendi hayatlarımıza bakıldığında kim makine kim insan karar vermek ne kadar da zor! 

Caleb ve Nathan
Kahramanımız Caleb, dişi robotun yaratıcısı Nathan'ın seçimi ile makinenin üzerinde bu Turing testi uygulamak üzere Dünyanın ücra ve çok güzel bir bölgesindeki bir üsse geliyor. Nathan Dünyanın en önemli arama motoru Blue Book'un da yaratıcısı. Blue Book ismi de Wittgenstein'ın aynı adlı kitabına istinaden verilmiş. Zaten yapay zekaya sahip robotun zekası da bu arama motoru kayıtlarından yaratılmış, bir tür kitlesel etkileşimli bellek ve sorgulama merkezi. Nasılını sormayın zira o zaman Neural Networks konusuna dalmak gerekir ki bu yazının amacını ve yazarını aşar :)



Filmin piyasaya sürülüş tarihi ile geçtiğimiz aylarda basında yeralan ve bir robotun Turing (farkındalık/bilinç) testini geçtiği haberinin yakınlığı ne kadar tesadüf size bırakıyorum. Hayatta ya herşey tesadüf, ya da hiçbir şey! 

Neyse robotumuz AVA, testin birkaç aşamasından sonra testi yürüten Caleb'i sorgulamaya başlıyor. Bu noktada kim robot, kim insan sorunsalı ile karşı karşıyayız. İnsanı insan yapan gerçek öğe nedir? Kendinizin robot olmadığından nasıl o kadar emin olabilirsiniz? Bir yerden sonra Caleb'in kendisini sorgulamaya başlaması bizi büyük üstat Borges'in Dairesel Harabelerine (Circular Ruins) kadar götürüyor. Hani düşünde bir adam yaratıp, sonra kendisinin de bir başkasının düşünde yaratılmış olduğunu anlayan adamın hikayesine. Bu hikayeyi bir başka uzun yazıda irdelemek gerek. 

Şahsen, hiçbir yapay zeka sahibi robotun Asimov'un üç (Zeroth yasası ile dört) yasasından bağımsız üretilebileceğini sanmıyorum. AVA da Asimov'un yasalarına bağlı üretilmiş olsaydı kahramanlarımız bu yaşadıklarını yaşamazlardı.

Dış Dünya
Yaratıldığı laboratuvar ortamının dışına çıkmamış AVA dış dünyayı merak etmektedir. Caleb, durumu özetlemek için Yapay Zeka sınıflarında anlatılan siyah beyaz odada yaşayıp renk üreten Mary'nin hikayesini anlatır. Mary ilk kez dışarı çıkıp gökyüzünü görünce kendi ürettiği renklerin dış dünyadan ne kadar farklı olduğunu anlar. Etkileşim herşeydir yani. Yine Platon yine Mağara Alegorisi. İşte bu Alegori AVA'nın içinde karşı konulamaz bir dış dünyaya çıkma isteği uyandıracaktır. Bu noktada Kosinsky'nin, bahçesinin dışına çıkmamış bir adamın dış dünyayla ilk karşılaştığında başına gelenleri anlatan Bir Yerde adlı romanına bir gönderme de vardır herhalde (sonradan Peter Sellers'in canlandırdığı Gardener filmine de konu olmuştu).

Otonom Sanat
Jackson Pollock'un bir tablosu
Bu noktada, yapay zekanın doğal zekadan farkı olmaması için nasıl davranması gerektiğini açıklıyor robotun babası Nathan. Bunun için laboratuvarındaki Jackson Pollock'a ait damlatma tekniği işe yapılmış muhteşem tabloyu gösteriyor. Otonom santın en önemli temsilcilerinden birisi Pollock. Malesef artık özel koleksiyonunuza katılamayacak kadar pahalı. Ama aynı tarzda tablolar üreten Şehriyar Cem tablosu sahibi olmak için hala vaktiniz var. 


Nathan, Pollock tablosuna bakarak, bir adım sonrasını düşünseydi tek bir noktadan ileri gidemezdi diyor. Bu nedenle yapay zeka da doğal olanı gibi otonom olmalı, analiz etmeden hoşlanmalı, aşık olmalı, nefes almalı yani. Ne planlı, ne de rasgele. İkisinin arasında bir yerlerde. Turing testi de zaten makinenin bilinç seviyesini bu şekilde sorgulamak üzerine kurgulanmış. 

Herşeyin Başlangıcı
Zaten tüm sorun o değil mi gerçekten? Yaygın ve yanlış ifade ile başlangıçtaki toz ve gaz bulutunun nasıl bilince dönüştüğünü anlamaya çalışmıyor muyuz? Yanlış ifade çünkü başlangıçta atomlar henüz oluşmamış olduğundan gaz ve tozdan bahsedemeyiz. Olsa olsa atom-altı "titreşen" parçacıklar bulutu olabilir daha doğru ifade etmek gerekirse. Peki bu titreşen parçacıklar, ne gaye ile atomları, nöronları ve bilince kadar giden silsileyi oluşturmak için didinirler? Maddeyi enerjiye dönüştürmek kolay (evet, ateşi keşfettik çünkü!). Hala CERN'de enerjiyi maddeye dönüştürmeye çalışıyorlar, Tanrı parçacığını (Higgs Bossonu) bularak, yani ateşten sonraki en büyük keşfimiz olacak.  Diyelim başarıldı. Hadi bakalım bu maddeyi bilince dönüştürün. Ex-Machina'yı diğer benzerlerinden ayıran güzellik burada. Robotun (AVA) yaratıcısı Nathan filmin bence en önemli repliğinde şu soruyu soruyor "Etkileşim olmadan bilinç olabilir mi?"

Herşeyin Sonu
Basitleştirelim. Bilinci var eden etkileşim mi? Bu titreşen parçacıklar bütünü evrenin tek amacı etkileşerek bilinci oluşturmak mı? Tanrının var olmadığına ilişkin sayısız mantıklı neden ileri sürülebilir. Olması gerektiğine ilişkin bence kalan tek neden işte bu parçacıkların içine "üflenmiş" bilinç. Tarih boyu Tanrıya sadece anlayamadığımız olayları kavramak için başvurduk. Birgün bu sorunun cevabını eğer verebilirsek, Tanrıyı kendi ellerimizle öldürmüş olmayacak mıyız?

Filmin sonu mu? Hz. isa'dan beri tüm Frankenstein filmleri aynı şekilde biter. Bir gün bizim filmimizin biteceği gibi.

Aynı yazı içinde -in order of appearance- NietszcheAsimov, Frankenstein, Marx, Wittgenstein, Borges, Platon, Kosinsky, Pollock, Higgs, Hz.İsa isimlerini kullanmışım. Tanrı taksiratımı affetsin.

Ender Şenkaya


PS: Evet, robotun vajinası var...