18 Ağustos 2002
Hayır, size bu yazının sonunda bir yol haritası vermeyeceğim. O yüzden tembelliği bırakıp, yazdıklarımı “can gözüyle” okuyacaksınız. Sıcak bir Ağustos günü sabahıydı. Günlerden pazardı. Nereden mi hatırlıyorum? Bütün hafta gecelerin dibine kadar çalışmış olmanın tüm yorgunluğu, sabahın köründe kalkmak zorunda kalan kemiklerimi isyan ettiriyordu da oradan… Hauptbahnof (Merkez Gar)’da kesişen 12 metro hattının arasında koşarak Füssen trenini yakalamaya çalışıyordum. Doğru! Söylemeyi unuttum: Munich’teydim.