World in my Viewfinder

8 Aralık 2023 Cuma

Avrupa'daki Ortadoğu: Finlandiya

Kısa süreli seyahat etme şansını yakaladığımız hemen her ülkede, birgün tekrar döndüğümüzde -olur ise- görmek üzere  bıraktığımız bir köşe-bucak mutlaka olurdu. Zaten bu köşede, pozitif ayrımcılık yaparak seyahat ettiğimiz yerlerin olumsuz yönlerine değinmeyi pek tercih etmeyiz. Ama bu tarzımızı son seyahatimizle beraber sona erdirmenin vakti geldi; bir daha geri dönmeyi istemeyeceğimiz ülkenin adı Finlandiya oldu. "Dünyanın en mutlu insanlarının” yaşadığı varsayılan bu ülkede mutluluğun sırrını ararken benmerkezciliğin sınırlarında bulduk kendimizi. 

3 Temmuz 2023 Pazartesi

Mayıs Ayında Kar Manzaraları

Küresel mevsim kaymalarının etkisiyle ülkede kırkikindilerin her zamankinden uzun sürdüğü, yaz aylarının kendisini göstermek için nazlandığı günlerde, Avrupa'nın göbeğine Avusturya Alplerine, kar manzaraları görmek üzere yola çıktık. Bu sene ülkemizde kar manzaralarına doyacağımız bir kış geçirmemiştik. Kar görmeye giderken de, güzel fotoğraflar verecek güzel göllerden geçmeyi ihmal etmedik. Avusuturya için"güzel göller ülkesi" desek de yeridir.

2 Şubat 2023 Perşembe

Fiyordlarda Erken Sonbahar

Avrupa'da fotoğrafçıların "mekke"si diyebileceğiniz iki bölge var; İzlanda ve Norveç. İzlanda'yı 2017 yılında görme şansımız olmuştu. Uzun müddettir hayalini kurduğumuz Norveç'in orta bölümlerinde birkaç fiyordunu da görmek bu sene nasip oldu. Tek seyahate, güneyden kuzeye 1800 km uzanan bir ülkeyi sığdırmak zaten mümkün değildi. Seyahat planlamamızı da pek çok turistin tercih edeceği şekilde bir cruise satın alarak değil, yine olabildiğince karayolu ile yapmayı tercih ettik, çok daha isabetli oldu. 

26 Ocak 2023 Perşembe

Oslo'nun Çığlığı

Norveç'in gözde fiyordlarına uzanan seyahatimize ilk uçuş noktası olan Oslo'dan başlamak gerekliliği, burada bir mola verip, dünyanın en ünlü modern sanat eserlerinden "Çığlık"ı görmemiz için fırsat yarattı. Bir sanat eserini, yapıldığı ve betimlediği kentte ve kendi yaşanmışlıkları içinde anlamaya çalışmak başlı başına apayrı bir yolculuk aslında. On dokuzuncu yüzyıldan yirmi birinciye uzanan bu uzun çığlık, insanoğluna ne anlatmaya çalışıyor olsa gerek?